Elmasın 57 fasetli özel kesilmiş haline pırlanta denir. Pırlanta üzerinde 57 faset bulunur. Faset, ışığı yansıtan açılı yüzeylere verilen isimdir. Önemli özelliklerinden biri de herşeyi kesebilmesidir. Bir diğer özelliği ise fazla kırılgan olmamasıdır. Elmasın içine girebilen tek şey ışıktır.
Pırlanta üç bölümden oluşur. Taç, kemer ve külah.
Kemerin üstünde bulunan bölüme "Taç" denir. taç bölümü, pırlantanın geneline göre daha beyaz görünür.
"Kemer" bölümü doğal, cilalı ya da fasetli olabilir. Kemer kalınlığı pırlantanın parlaklığını etkiler. Kalın kemerli bir pırlanta daha mat görünür, ince kemerli pırlanta ise mıhlamaya karşı dayanıksızdır. Kemer, pırlantayı sağlam tutan önemli bir bölümdür. Kemer olmasaydı, pırlanta üretimde kullanılamayacaktı.
Kemerin altında bulunan bölüme "külah" denir. Külah bölümünde 24 faset bulunur. Külah bölümü pırlantaya giren ışığın dışarı yansımasını sağlar. Külah ne kadar doğru açıyla kesilmiş ise, pırlantaya giren ışık yansıyarak yine taçtan çıkar. Böylece pırlantada optimum parlaklık sağlanmış olur.
Dünyanın en sert madeni olsa da, pırlanta belirli yönlerden gelen darbelere karşı dayanıksızdır ve çabucak kırılabilir.
Pırlanta seçerken göz önünde bulundurulması gereken 4 ana özellik vardır.
Bu özellikler:
-Kesim (Cut)
-Renk (Color)
-Berraklık (Clarity)
-Karat Ağırlığı (Carat Weight)
KESİM
Kesim, elmas üzerinde insan eliyle yaratılan tek özelliktir. Pırlantanın göz
kamaştırıcı ışıltısı, kesimin ustalığına ve kullanılan teknolojiye bağlıdır. Kesimin
hassasiyeti ve inceliği, pırlantanın ışığı yansıtma ve kırma oranlarını belirler. Kesim ne
denli iyiyse, pırlantanın parlaklığı, ışıltısı ve kıvılcımı o denli artar. Doğru oranlarda
kesilmiş pırlantanın bir yüzeyinden giren ışık diğer yüzeyinden yansır ve dağılarak
taç denilen üst kısmından yayılır. Kesim çok derinse, ışığın bir kısmı pırlantanın
külah olarak adlandırılan alt kısmından kaçar. Kesimin yeterince derin olmaması da
ışığın külahtan kaçmasına yol açar ve pırlantanın yeterince parlamamasına neden olur.
RENK
Pırlantaların çoğu renksiz gibi gözükür. Fakat aralarında belli belirsiz ton farkları vardır. Genel olarak bir pırlanta ne kadar renksiz ise o kadar değerlidir. Renksiz pırlanta yok denecek kadar azdır. Ayrıca çok belirgin renge sahip pırlanta da az bulunur. Diğer yandan "Fancy" (Fantezi) adı verilen kırmızı, pembe, mavi ve sarı gibi belirgin renklerde nadide pırlantalar bulunmaktadır. Pırlantada renk D'den Z'ye kadar sınıflandırılır.
BERRAKLIK
Doğada her elmasın yalnızca kendine özgü bir karakteri vardır. Elması özgün kılan, kristalleşme sürecinde içine karışan diğer minerallerdir. Doğanın parmak izleri olarak nitelendirilen bu maddeciklerin sayısı, rengi, yapısı, büyüklüğü ve konumu, elmasın doğallığını gösterir. Doğal izler ne denli az olursa, pırlanta o kadar çok ışık yansıtır ve bu nedenle daha çok değer kazanır. Doğal iz taşımayan pırlanta bulmak çok zor olduğundan, izi en az olan pırlanta "kusursuza yakın" sayılır.
Pırlanta alırken zarara uğramamak için dikkat edilmesi gereken en önemli detaylar ürünün garantisi olup olmadığı ve sertifikalarıdır.
Pırlantalı ürünler için verilen sertifikalar iki çeşittir. Ürün sertifikası, çok küçük boyutta pırlanta taşları içeren aksesuarlar için verilebilen bir sertifikadır.
Uluslararası nitelikteki pırlanta sertifikası ise 0.30 karat ağırlığın üstündeki her taş için ayrı ayrı düzenlenir ve maliyeti yüksektir. Bu sertifikada pırlantanın karat ağırlığı, çap, renk, berraklık, tabla genişliği vb. detayları içeren 4C özellikleri açıkça belirtilir. Böylece alıcı aldığı pırlantanın gerçek kalitesinden ve değerinden emin olabilir.
Uluslararası sertifika çok sayıda ve düşük değerde pırlanta parçalarından yapılmış ürünlere verilmez. Bu sertifikalarda en çok isim yapmış kuruluşlar Belçikalı HRD ve ABD’li GRI olduğundan sertifika kontrolünde bu kuruluşların adını aramak uygun olacaktır.