Evlilik aşkı öldürür mü?

Kocaman bir hayır! Herkes aynı klişeyi tekrar edip durur ama evlilik ancak siz izin verirseniz aşkı öldürür. Hepimiz aşık olduğumuz için evlenmiyor muyuz zaten? Evlilik aşkı neden öldürsün? Siz böyle olmasına izin vermezseniz, bilinç altınızda bu klişenin yaşamasına izin vermezseniz aşkınız her ne olursa olsun ölmez. Çevrenizde aşkını 40 yıl canlı tutmayı başarmış, hala birbirlerinin gözünün içine bakan çiftler görmediniz mi hiç? İyice bakarsanız mutlaka görürsünüz.
Eğer “aşk, sevdiğine ulaşamadığında aşktır”, “aşık olmak sadece bekarlara özgüdür”, “evlendik barklandık aşk bizden geçti” gibi klişelere boyun eğmez, sevdiğiniz insanla yaşayacağınız her yeni günü yeni bir hediye olarak kabul ederseniz aşkınızı canlı tutabilirsiniz. Oysa biz bütün bu klişelerin etkisinde kalıyor, nasılsa artık evlendik, ömür boyu o benim diyor ve her şeyi olduğu gibi kabul ediyoruz. Ve biz böyle düşündükçe evlilik her geçen gün bir aşk meselesi olmaktan çıkarak resmi bir kurum halini alıyor.
İlk aşık olduğunuz zamanları bir düşünün. O, sizin için dünyanın en değerli insanıdır ve yaşam onun çevresinde döner. Onu mutlu etmek için akla gelmedik şeyler yaparsınız. Evlendiğiniz zamansa bu sihir yavaş yavaş söner. Tavlamak için bin dereden su getirdiğiniz, evlenebilmek için binbir güçlüğü aştığınız “aşkınız” bir anda “karınız” ya da “kocanız” ünvanını alır ve gözünüzde değeri azalır. Değer yargılarınız değişir, beklentiler farklılaşır. Ama bütün bunlar küçüklüğünüzden beri evlilik kurumuyla ilgili edindiğiniz yanlış bilgiler ve önyargılar yüzünden olur.
Bunlara rağbet etmeyin. Evliliğinizde heyecanı canlı tutmak için küçük sürprizler yapın. Karınızı ya da kocanızı sizi sonsuza kadar sevecek zannetmeyin. Siz ilginizi azaltır, aşkınızı canlı tutmaya çalışmazsanız, onun da sevgisi giderek azalacaktır. Evlilik karşılıklı emek gerektirir. Küçük hediyeler, güzel sözler, tatlı jestlerin etkisi büyüktür. Evlilik aşkı öldürür – ama ancak sizi izin verirseniz.